urunilani'na hoşgeldiniz!

Yeni genetik mühendislik stratejisi, insan yapımı DNA’yı görünmez kılıyor

Yeni genetik mühendislik stratejisi, insan yapımı DNA'yı görünmez kılıyor

Fred Hutchinson Kanser Araştırma Merkezi’ndeki bilim insanları bakterileri genetik olarak yeniden yapılandırmak için insan yapımı DNA’yı görünmez hale getirmeyi başardıklarını açıkladılar.   Bakteriler her yerdeler. Toprakta ve suda, cildimizde ve vücudumuzda yaşarlar. Bazıları patojeniktir, yani hastalık veya enfeksiyona neden olurlar. Patojenlere karşı etkili tedaviler tasarlamak için araştırmacıların patojenite için hangi spesifik genleri suçlayacağını bilmeleri gerekir.   Bilim adamları, patojenik genleri genetik mühendislik yoluyla tanımlayabilirler. Bu, insan yapımı DNA’nın bir bakteri hücresine eklenmesini içerir. Bununla birlikte sorun, bakterilerin yabancı davetsiz misafirlere, özellikle de yabancı DNA’ya karşı korumak için karmaşık savunma sistemleri geliştirmiş olmalarıdır. Mevcut genetik mühendisliği yaklaşımları genellikle insan yapımı DNA’yı bu savunmaları engellemek için bakteri DNA’sı olarak gizler, ancak süreç oldukça spesifik modifikasyonlar gerektirir ve pahalıdır ve zaman alıcıdır.   Ulusal Bilimler Akademisi dergisinde yayımlanan bir makalede, Dr. Christopher Johnston ve Forsyth Enstitüsü’ndeki meslektaşları, bir bakteri savunmasında insan yapımı DNA’yı görünmez hale getirerek bakterileri genetik olarak yapılandırmak için yeni bir teknik anlatıyor. Teoride, yöntem hemen hemen her türlü bakteri türüne uygulanabilir.   TEHDİTLERE KARŞI ETKİLİ BİR SAVUNMA GELİŞTİRDİLER   Johnston, Fred Hutchinson Kanser Araştırma Merkezi’ndeki Aşı ve Enfeksiyon Hastalıkları Bölümünde araştırmacı ve makalenin başyazarıdır. Johnston, bakteriyel bir hücrenin kendisine yabancı bir DNA nüfuz ettiğini tespit ettiğinde derhal tahrip ettiğini söyledi. Bakteriler bir virüsün sürekli saldırı tehdidi altında yaşar, bu nedenle bu tehditlere karşı inanılmaz derecede etkili savunma geliştirdiler.   Johnston, “İnsan yapımı DNA’yı bakterilere yerleştirmek istediğimizde, bakterileri virüse karşı koruyan aynı savunma sistemleriyle karşı karşıya kaldık.” dedi.   Bilim insanları bu engelin üstesinden gelmek ve insan yapımı DNA’yı gizlemek için özel modifikasyonlar ekliyor ve bakterileri davetsiz misafirin kendi DNA’sının bir parçası olduğunu düşünmeleri için kandırıyorlar. Ancak bu yaklaşım her zaman işe yaramıyor.   Johnston’ın stratejisi farklı. İnsan yapımı DNA’ya kılık değiştirme yerine, genetik dizisinin motif denilen belirli bir bileşenini kaldırır. Bakteriyel savunma sistemi, yabancı DNA’yı tanımak ve etkili bir karşı saldırı oluşturmak için bu motifin mevcut olmasını gerektirir. Motif kaldırılarak, insan yapımı DNA esasen bakterinin savunma sistemine görünmez hale gelir.   Bu yeni yöntem mevcut tekniklerden daha az zaman ve daha az kaynak gerektirir. Johnston, çalışmada model olarak Staphylococcus aureus bakterilerini kullandı; ancak geliştirdiği temel strateji, bugün bilinen bakterilerin yüzde 80 ilâ 90’ında var olan bu büyük savunma sistemlerinden gizlice geçmek için kullanılabilir.   Bu yeni genetik mühendisliği aracı, daha önce çok iyi çalışılmamış olan bakterilerle ilgili araştırma olanakları sunmaktadır. Johnston, bilim insanlarının sınırlı bir zaman ve kaynaklara sahip olduklarından, zaten parçalanmış olan bakterilerle çalışma eğiliminde olduklarını açıkladı. Bu yeni araçla, bakteri DNA’sının parçalanmasına karşı büyük bir engel çözüldü ve araştırmacılar daha klinik olarak ilgili bakterileri yapılandırmak için bu yöntemi kullanabilir.   “BAKTERİLER, GEZEGENİMİZİN İTİCİ GÜÇLERİDİR”   Forsyth Enstitüsü Kıdemli Araştırmacısı ve makalenin ortak yazarı Dr. Gary Borisy, “Bakteriler gezegenimizin itici güçleridir. Bakterileri üretme kapasitesinin tıp, tarım, kimya endüstrisi ve çevre için derin etkileri vardır.” ifadelerini kullandı.

KAYNAK : Star.com.tr